18.6.09

SLOGANLAR VE HAYATLAR




Bazı Sloganlar…

Hastalıkta ve sağlıkta - Anadolu Sağlık Merkezi
*
Hayalleriniz güvence altında - Ak Emeklilik
*
Hayat uzmanı - Anadolu Hayat
*
Her zaman sizinle - Aksigorta
*
Hiçbir şey olmamış gibi - Ankara Sigorta
*
İşimiz kalbiniz, Yeriniz Kalbimizdir - Bursa Anadolu Hastanesi
*
Sağlıklı sigorta - Acıbadem Sigorta
*
Sağlıkta mükemmellik - Amerikan Hastanesi
*
Sizi saran dost - Ankara Sigorta
*
Sağlığınız bize emanet - Bursa Anadolu Hastanesi
*

Bazı Hayatlar…

“Türkiye’de hasta sayısı nüfusun %90’ına ulaştı.”
Prof. Dr. Süleyman Türk
*
(Türk Sağlık-Sen / Mart 2009 Raporu)

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarında yaklaşık
108 bin doktor görev yapıyor.
1 doktora 653 kişi düşüyor.
Sadece Sağlık Bakanlığı’nda görevli doktorlar dikkate alındığında ise
1 doktora 1.104 kişi düşüyor.

2008 yılında 1.525’i uzman doktor,
1.749’u pratisyen olmak üzere toplam 3.274 doktor
Sağlık Bakanlığı’ndaki görevinden istifa etti.
*
“Devlet,
herkesin yavaş yavaş intiharına "Hayat" denen yerdir.”
Friedrich Nietzsche
*


Göksel BEKMEZCİ

17.6.09

KİTAPLAR














Bildiginiz üzere Türkiye’de okuma alışkanlığıyla ilgili, okuyan ve okumayan hemen herkesin bir yaklaşımı, bir sözü var…
Çoğunlukla, okuyanla okumayanların bu konuda çözüme yönelik benzer yanıtlar veriyor oluşu da tebessümle karşıladığım bir durum dogrusu.
Kitapların sağlanması kadar, okuma alışkanlığını edindirecek bir calışmanın da sağlanması gözardı edilemeyecek bir durum.

Sayısal verilere göre bir Japon, yılda 25 kitap okuyor. Bir İsveçli, yılda 10 kitap; bir Fransız ise, yılda 7 kitap okuyor. Türkiye’de ise bir kitabı, yılda 6 kişi okuyor. Şu an ülkemizde 95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye de bir kütüphane düşüyor.
Olumsuz örnekler artırılabilir elbette…

Kitaplarla ilgili güzel bir fikri projelendirip, bu konuda calışmalara başlayan Hatay/Samandağ Kaymakamlığı’nda görevli dostum, Hidayet FIRINCIOĞULLAR'ından aldığım e-postayı, olduğu gibi sizlerle paylaşıyorum. Umarim amaca hizmet edecek bir emeğe hep birlikte katkıda bulunmuş oluruz…

Göksel BEKMEZCİ

* * *


"ESKİ KİTAPLAR YENİ OKURLAR" İLE BULUŞUYOR


Kaymakamlığımız tarafından "ESKİ KİTAPLAR YENİ OKURLAR" Kampanyası 09.06.2009 tarihinde başlayacaktır.

Kampanya çerçevesinde; okul kütüphanelerine kitap sağlanması, destek olunması, askıda kitap, ödünç kitap, kitap bağışı gibi uygulamaları aktif hale getirerek, hayırseverleri, sivil toplum örgütlerini, medyayı, kamu kurumlarını kampanyaya destek olmaları ve öğrencilerin yanında ayrıca ailelere kitap götürmelerini sağlayarak velileri üzerinde etki yaratmasının sağlanması ve "OKUMA ALIŞKANLIĞININ YAYGINLAŞTIRILMASI" hedeflenmektedir.

Kitaplarını bağışlamak isteyen vatandaşlarımızın imza karşılığında KAYMAKAMLIĞIMIZA bağışlamaları ayrıca hangi kitabın, hangi okulun kitaplığına bağışlandığı liste haline getirilerek; yapılan çalışmalar aylık olarak (www.samandag.gov.tr) adresinden duyurulacaktır.

Tahsin KURTBEYOĞLU
Samandağ Kaymakamı


İletişim:
Hidayet FIRINCIOĞULLARI
Proje Sekreteryası
TEL: 0 326 512 81 12 / 512 10 09
E Mail: hidayet99@yahoo.com

-Kargo masraflari Kaymakamligimizca karsilanacaktir.-

8.6.09

"DURMAK YOK, YOLA DEVAM"




Türkiye’de tutuklu ve mahkum sayısı
Cumhuriyet tarihinde ilk defa rekor sayıya ulaşmış.
2005 yılında 55 bin, 2006’da 70 bin, 2008’de 103 bin,
2009 ocak ayında 105,851.
Aftan çıkanların %60’ı tekrar içeri girmiş.
Özel İletişim Vergisi’nin de bir hatrı yok iyi anlaşabilmek adına.

Yıllarca eğitime katkı payı ödedik.
Ben bir Milletvekili'nin bir kütüphane açılışında bulunduğunu
görmedim oysa.
Yanlış anımsamıyorsam 1999 yılındaki 7.8 (7.4 değil)
depreminden sonra eğitime katkı payı toplandı…
Herhalde birilerinin çocuklarının Amerika’da eğitim görmesinde
kullanılmamıştır bu paralar.
Doğrusu, 70-80 milyon kişinin yaşadığı Türkiye’de,
hayatlarını 550 milletvekiline bırakıp,
onlardan mutluluk beklemesi, hiç de akıl kârı değil.
Oldukça uzun süren eğitime katkı payı uygulaması döneminde
korsan kitaplar en çok o zamanlar satıldı da,
ülkede okuma düzeyi biraz olsun arttı.

Bu toplum insanları kutsal saydıkları Kuran’ın,
1400 yıl önceden bu yana değişmeyen uyarı ve öneri içeriğindeki
ilk ayetinde “Oku” sözünü yeni mi duyup, anlamaya başladılar acaba
merak ediyorum. Bu durum anormal değil aslında;
gündelik koşuşturmanın içinde bir de böyle şeylerle ilgilenmek
kolay mı sanılıyor. Yani bir kısım insan az bir paraya günde 12-15 saat çalışırsa, bir kısım insan da bütün gün iş arayacaktır elbet.
Camiye yardım toplandığı zaman hemen her giden bir şeyler veriyor da,
okula yardım toplanılması istenildiğinde sesler olumsuz yükseliyor velilerce…
Ki, Kuran “Çok okunan, çok kere okunan” anlamına geliyorken hem de…
Düşünüyorum da 14 asır önce biri size “Oku” diyor ve toplum 14 asır sonra
“Haydi kızlar okula” kampanyası yapıyor.
Birkaç gün önce R.A. adında 11 yaşındaki bir kız çocuğunun Seviye Belirleme Sınavı’na girmesine izin vermediği annesini öldürmesi, elbette buna dahil etmeyeceğim bir örnek.
“Toplum, suçu hazırlar, suçlu onu işler” der H. Buckle.
Bazen bilemiyorum ben de, suç işlemek gerçekten bir suç mu.

Az önce deprem dedim de; 1966 Varto depreminde evleri hasar gören 951 hak sahibi, evlerini Şubat 2009’da almışlar. Belediye Seçimleri’nden bir ay önce.
“Durmak yok. Yola devam”.

6.6.09

Küf Noktası


Küf Noktası, 2001 yılında Müjdat Gezen'in MSM adıyla yayımladığı aylık gazetede, mizah hikâyeleri yazdığım köşenin adıdır.

Gazetenin ilk sayısında, yıllık iznimi kullanmayı çok istemiştim...