31.12.09

2010'a girerken...

2010’a girerken benim hala umudum var.

Evet, demokrasinin olmayıp demokratların bol olduğu,
şiir kitapların satılmayıp herkesin şair olduğu;
roman okumayıp, hayatlarının roman olduğunu sananlar ve buna benzeyenler,
hayatın birer kötü esprisi gibi geliyorlar bana.
Olsun..
Bir gün barışın da tarihi yazılır ve okullarda okutulur elbet.
Bir yabancı dili, derdimizi anlatabilecek kadar değil de,
dertleri de anlayabilecek kadar öğreniriz..
Eğitim kurumlarında; sınavlarda başarılı olan öğrencilerin yerine, başarısız olanların da fotoğrafları asılır ve altına “Özür dileriz!” yazılır...
Bir bakmışsınız, sanat haberleri, suç haberlerinden daha çok verilir ülkede…
Yine bir bakmışsınız, “sanatçılar (!) televizyonlarda, halkı aç olan bir ülkede yemek tarifleri vermemeye” başlamışlar...
Belki içimizden bir belediye başkanı çıkar da; piramitlerin binlerce yıl önce nasıl inşa edilip, bugünlere gelebildiğini değil de, birkaç ay önce yapılan yolların neden tahrif olduğunu anlatır bize.
Umarım haklı olmak, bir gün milletvekillerine de yakışır.
Bakarsınız, kaza yerine ambulanstan önce giden haberciler, ilk yardımı öğrenmeyi de akıl ederler bir gün. Sağlık çalışanlarını durmaksızın aşağılayıp, kendilerini güvende hissetmek için yıllarca sigorta primlerini ödeyen, ‘yaşasın’ diye çocuklarına bir de ‘Can’ ismi koyup, sokak ve caddelerini ölen askerlerinin adını vermekten çekinmeyen, hüzün kültürüne bağlı ülke insanlarımızın, mutluluğu sadece reklam filmlerinde izlemeyeceği gün de gelir.

Ben inanıyorum.
Yazının icadından 5 000,
seçtikleri kutsal kitabın ilk ayeti “Oku” sözcüğünden 1400 yıl sonra
“Haydi Kızlar Okula”, “Baba Beni Okula Gönder” gibi kampanyaları başlatabiliyorsak,
kim bilir, belki de şunun şurasında
mutlu olmaya da birkaç yüz yılımız kaldı...

İyi anılar edineceğiniz bir yıl olsun isterim 2010.
Sevgiyle kalın…

Göksel BEKMEZCİ